İlk Seslendiriliş:  Viyana, Mart, 1807
İlk Yayımlanma:  Ağustos, 1808
Kime İthaf Edildiği:  Avusturya Arşidükü Rudolph
Yaklaşık Süresi:  33 dakika
Enstrümantasyon:  Solo: Piyano | Orkestra: Flüt, 2 Obua, 2 Klarnet, 2 Fagot, 2 Korno, 2 Trompet, Timpani, Yaylı Enstrümanlar

Beethoven'in beş piyano konçertosu arasında en sevileni olan 4. Konçerto, onun yaşamında ancak bir kez seslendirilebilmiştir. 1804'te yazmaya başladığı konçertoyu Beethoven 1806'da tamamlamış, önce 1807 Mart'ında Prens Lobkowitz'in evindeki özel davette çalmış, 22 Aralık 1808'de de, 4. Senfoni'yle birlikte Theater an der Wien'de halk önündeki konserde, yine kendi yorumlamıştır. 1808'de yayınlanan konçerto, 20 yıl unutulmuş ve ancak bestecinin ölümünden sonra tekrar çalınabilmiştir. 5. Piyano Konçertosu gibi, Avusturya Arşidükü Rudolph'a ithaf edilen eser bestecinin 3., 4., 5. ve 6. Senfoni'leri, Fidelio Operası, Appassionata ve Waldstein Sonatları, Keman Konçertosu, Üçlü Konçerto ve Rasumovsky Kuartetleri gibi önemli eserlerle aynı yıllarda yazılmıştır.

1804-1807 arasındaki bereketli dönemde yazılan bu konçerto, Wilhelm Lenz'in deyimiyle "Onun üç döneminin kaynaştığı bir stilde" bestelenmiştir. Beethoven'in bir senfoni ustası ve piyano sonatını zirveye çıkartmış bir müzikçi olarak gücünün sınırına ulaşmasına örnek gösterilen konçerto, onun bu yönlerini lirik ve pastoral çizgide yansıtır. Konserde dinleyicilerin de beğendiği eser, klasik biçimde üç bölümlü (çabuk-ağır-çabuk) olmasına karşın, klasik konçerto tarihinde -Mozart'ın KV 271 Konçertosu'ndan sonra- solo çalgının temayı ilk kez kendi başına duyurmasına da örnektir. Beethoven, Arşidük Rudolph'a ithaf yazısında "Haşmetmaab, sanırım benim yalnızca soğuk ve hesaplı eserler yazdığıma inanmaz" der. Gerçekten de Beethoven'in beş piyano konçertosu arasında en ince ve tutkusuz olan bu 4. Konçerto'dur.

1. Bölüm

Konçertonun en uzun bölümü olan, sonat formundaki 4/4'lük ölçüde, ılımlı (Allegro moderato) tempodaki 1. Bölüm, piyanon tek başına, zarif ve hülyalı ana temayı duyurmasıyla başlar. Bu tema hemen romantik bir ortam oluşturur. Yaylı çalgılar çok hafif (pianissimo) biçimde temayı tekrarlar ve orkestra bu temayı bir örgü gibi geliştirir, çok daha sonra da Re Majör tondaki ritmik yeni temayı bir koral havasında sunar. Önce yaylı çalgılarda sunulan bu tema, piyanonun sinirli kontrpuanı eşliğinde fagot tarafından duyurulur. Bu arada da Mi minör tonda bir yan tema kemanlarda yansır. Piyanoyla orkestra arasındaki bu yoğun diyalog hep sürer: Temanın yaylı ya da üfleme çalgılarda duyulmasından sonra piyano parlak figürlerle bunu işler. Temayı piyano duyurunca da diğer gruplar -saygıyla- arka planda kalır ve solo çalgının şarkısını renkli biçimde sararlar. Güzel ve lirik yan temalar da bu duygulu ortamı daha hülyalı ve enerjik yöne çeker. Beethoven bu bölüm için, genellikle sonuncusu kullanılan iki kadans yazmıştır.

2. Bölüm

2. Bölüm 2/4'lük ölçüde, ılımlı ama hareketlice (Andante con moto) tempoda başlar, orkestranın pes, buruk, sertçe ve unison (teksesli) anlatımına karşın piyanonun zarif, içli ve dokunaklı ezgisi kudretle yakınışı birleştirir gibidir. Şiirsel unsurların egemen olduğu bu bölümün bir program müziği havası olduğunu, sevgilisi Euridice'yi yeraltındaki karanlık güçlere (Tanrılara) kaptıran Orfeus'u piyanonun, tanrıları da orkestranın simgelediğini ileri sürenlerin başında Franz Liszt gelir. Gerçekten de orkestranın sert "Hayır" cevabı duyulduktan sonra, piyano yumuşak ve ilginç trillerle çok hafif (ppp) sesle iç çekermiş gibi, Orfeus'un acı içindeki motifini -yalvarışını- sergiler.

3. Bölüm

3. Bölüm yine 2/4'lük ölçüde Sol Majör tonda, canlı (Vivace) tempoda bir Rondo'dur. Burada sunulan iki tema birbiriyle yakın ilişkili olarak -bir önceki bölümün aksine- mutluluk ve güven içinde ancak zaman zaman coşkuyla yükselen lirik bir anlatım içindedir. Gerçek anlamda bir rondo için, üçüncü bir temanın belirmemesinin eksikliği pek hissedilmez. İlk tema orkestra tarafından adeta sabırsızlıkla sergilenir. Re Majör tonda ve pastoral havadaki ikinci temayı ise piyano duyurur. Gelişim çoğunlukla ikinci tema üzerine kuruludur; ancak Coda'da birinci temanın zafer dolu yükselişi duyulur. Güçlü senkoplarla vurgulanan, sevimli karşıtlıklarla gelişen bu rondoda biraz da çigan etkisi sezilir. Beethoven'in diğer konçertolarında genellikle onun kadanslarının kullanılmasına karşın, bu konçerto için Moscheles, Clara Schumann, Rubinstein, Reinecke, Bülow, Saint-Saëns, Busoni ve d'Albert gibi birçok piyanist-besteci kadans yazmıştır. Çoğu kez bunlardan sonuncusu yaygınlık kazanmıştır.[1]

[1] Aktüze, İrkin: Müziği Okumak, 1. Cilt. Pan Yayıncılık. İstanbul. 2002.

Mozart'ın 4 Aralık 1786'da Viyana'da tamamladığı ve ilk kez 7 Mart 1787 günü Akademi konserinde çaldığı Do Majör Piyano Konçertosu bu kez klarneti içermez. Solo piyano yanında flüt, iki fagot, iki korno, iki trompet, timpani ve yaylı çalgılar için bestelenmiştir.

Ancak Mozart'ın ölümünden sonra eşi Konstanze'nin 1798'de masrafları üstlenerek yayımlattığı konçerto, bestecinin Jüpiter Senfonisi'ne yakındır. Kadansları günümüze ulaşmayan epik karakterdeki bu eser, Mozart'ın en uzun konçertolarından biridir ve 1784-1786 yılları arasında yazılan 12 büyük konçertonun ya da Viyana konçertolarının sonuncusu sayılır.

Mozart, belki de artık piyanist olarak ünü azaldığından, üstelik elinde yeterli konçerto olduğundan, bundan sonra ayrı tutulan iki eser dışında -KV 537 No. 26 ve KV 595 No. 27- başka konçerto yazmaz.

1. Bölüm

Çok karmaşık bir sonat formundaki 1. bölüm 4/4'lük ölçüde, Do Majör tonda, çabuk ve görkemli (Allegro maestoso) tempoda başlar. Girişteki, Mozart'ı hiç de anımsatmayan orkestra tuttisinde beş tema sunulur. Ama başlangıçtaki ritmik motife dayalı figür bölümde önemli bir rol oynayacaktır. Beethoven'in 5. Senfonisi'ndeki kader motifine benzeyen bu motifi içeren giriş, polifonik tema bağlantıları ve armonik ustalıkla senfonik bir doruk oluşturur. Bunu izleyen marş benzeri minör, yan tema üflemeli çalgılar tarafından Majöre dönüştürülür ve solo çalgı piyano fark ettirmeden oyuncu arabesklerle buna katılır. Geliştirimde ise kaprisli temalar basit motifle sıkıştırılır ve bölüm tekrar Do Majörde zafer havasında sona erer.

2. Bölüm

2. bölüm Fa Majör tonda, 3/4'lük ölçüde, ağırca (Andante) tempodadır ve Mozart burada trompetlere ve timpaniye görev vermez. Soylu bir duygusallıkta, etkili ama tutkudan uzak, uzun ve eşdeğer tarz eşlikte sunulan ezgiler piyanistin süslemeleriyle güzelleşir, piyano orkestrayla bütünleşmiş gibidir. Bölüm ilk tutti ile sona ererken coda'da birinci bölümün çekirdek teması da yankılanır.

3. Bölüm

Idomeneo bale müziğinden Gavotte'u anımsatan, fazla hızlı olmayan temayla başlayan 3. bölüm Do Majör tonda, 2/4'lük ölçüde, çabukça (Allegretto) tempoda büyük tutulmuş bir rondo'dur. Form, armoni, çalgılama ve virtüözlük ögeleri mükemmel bir denge içinde gerçekleşirken orkestranın tuttisi ile belirlenen ana temaya karşı uzun süre suskun kalan piyano parlak yapıda birçok yan temayı sunar. La minör başlayıp Fa Majör gelişen bir orta bölme de timsal kontrast oluşturur. Uzun tutulmuş parlak geçiş pasajları bölüme ayrı bir karakter kazandırır, Do Majör tonaliteyi renklendiren şaşırtıcı armonik nüanslarla da seçkinleşir. Mozart'ın olağandışı hayal gücünü yansıtan ince işlemeli ve görkemli -uzun süre ihmal edilen- bu şaheseri sona ulaştırır. Ama bu şaheser 20. yüzyıla kadar unutulacak, ancak Mayıs 1934'te Avusturyalı piyanist Artur Schnabel (1882-1951) ve Macar asıllı şef George Szell (1897-1970) yönetimindeki Viyana Senfoni Orkestrası'yla Grosser Konzerthaussaal'deki yorumla tekrar Viyanalı müzikseverlere kavuşacaktı.[1]
 
[1] Aktüze, İrkin: Müziği Okumak, 4. Cilt. Pan Yayıncılık. İstanbul. 2003.

Mozart, minör tondaki bu ilk konçertosunu 10 Şubat 1785'te Viyana'da tamamladı. Hemen ertesi günkü abonman konserinde yorumlanan eseri, konserde bulunan babası Leopold Mozart, kızı Marianne'e yazdığı 14 Şubat 1785 tarihli mektupta şöyle anlatır:

"Wolfgang'ın yeni ve başarılı piyano konçertosunu, biz salona geldiğimizde nota kopisti daha yazıyordu ve kardeşin de kopyaları kontrol etmek zorunda olduğu için Rondo'yu bir kere bile çalacak vakti bulamadı ."

Mozart'ın 15 Şubat günü soprano Distler'in evinde tekrarladığı, pek de eğlendirici tınıları olmayan bu konçerto, anlatımındaki romantik çağın öncü renkleri ve duygu yoğunluğu nedeniyle 19. yüzyılda daha çok beğenildi. Ancak Mozart'ın orijinal kadansları günümüze ulaşamadı.

Beethoven'ın birinci ve üçüncü bölümler için yazdığı kadanslardan ikincisi ise bugün British Museum'da korunmaktadır. Eski hafiflikten, oyundan uzaklaştığı, daha ciddi şekilde, bilinçli tarzda varlığını, kaderini duyurduğu, kısaca kendi portresini yansıttığı eser olarak kabul edilen bu konçertoda Mozart, artık sosyetenin hizmetinden uzaklaşmış, onların beğendiklerine yönelmek yerine sanatın sonsuzluğuna yönelmiştir.

1784'te altı piyano konçertosu besteleyen Mozart 1785'te üç taneyle yetinecek ve klasik formu korumasına karşın içerik yoğunlaşacaktır.

1. Bölüm

Sola piyano ve flüt, iki obua, iki fagot, iki korno -Mozart'ın "clarini" adını verdiği- iki trompet, timpani ve yaylı çalgılar için yazılan konçertonun 1. Bölümü 4/4'lük ölçüde, Re minör tonda, çabuk (AIIegro) tempoda karanlık havada uzun bir orkestra girişiyle başlar. Orkestra -ölümün, Requiem'in tonalitesinde- sunduğu bu temayla yalnızca kötü kaderi vurgulamak ister gibidir. İlki basların egemenliğinde Re minör, ikincisi Fa Majörde önce flüt, sonra obua, en sonunda da yaylılarda değişimle duyurulan iki tema da orkestraya verilmiştir; piyano bunlarla ilgilenmez, kendi sakin ve lirik resitatifine başlar, sonra 16'lık notalarla hızlanır, orkestranın birinci temasıyla birleşir. Kromatik yükselen bu pasajlar süsleme değil, tutkulu heyecanın anlatımıdır. Piyanonun sunduğu ikinci tema daha ezgiseldir ve gergin ortamı hafifletir. Piyanonun içtenlikli üçüncü teması ise üfleme çalgıları daha dostça davranmaya zorlar gibidir. Geliştirimde ise üç kez -Fa Majör, Sol minör ve Mi bemol Majör- piyanonun lirik resitatifi akıcı arpejlerle işlenir. Tekrar (reprise) bölmesi ise dramatik aksanlarla başlar. Beethoven'ın kadansından sonra da 32 mezürlük uzun bir orkestra geçidi ise Mozart'ın solist yerine senfonik anlatıma verdiği önemi sergileyerek bölümü hafifçe sona erdirir.

2. Bölüm

2. bölüm yine 4/4'lük ölçüde, alışılmamış Si bemol Majör tondadır. Temposu belirtilmemiş, ancak Mozart'ın piyano konçertosunda ilk kez kullandığı Romanze (romans) başlığı uygun görülmüştür. Ama bu sade başlık altında ince bir bestecilik ustalığı, hem basitlik hem de anlatım mükemmelliği gizlenir. Bundan sonra da Mozart Korno Konçertosu, Küçük Bir Gece Müziği gibi bazı eserlerinde "Romanze" başlığına yer verecektir. Daha lirik yansıtabilmek için orkestradan trompetleri ve timpaniyi çıkaran Mozart bu üç bölmeli romansı sola piyanoyla başlatır. Piyanonun sunduğu, genellikle ağırca (Andante) tempoda çalınan bu tema, Mozart'ın en güzel ve duygulu melodilerindendir. Ama Mozart alla breve çizgisiyle temponun çok ağır alınmasını önlemiştir. Bu ezgisel tema, piyano ve orkestra arasında geniş bir ırmak gibi, ama paylaşılarak sakin ve berrak akar. Aradaki intermezzo benzeri bölme ise kontrast oluşturmak için Sol minör tonda, biraz huzursuzca gezinen 16'lık triyole piyano figürleriyle işlenir, buna da metal üfleme çalgılar melodinin parçalarıyla karşıtlık sağlar. Lirik ve soylu melodinin tekrar hazırlanıp sunulması bölüme yine eski havasını kazandırır ve Romanze hafifçe sakinleşerek ustaca bir ritardando ile sona erer.

3. Bölüm

Rondo başlıklı 3. bölüm 4/4'lük ölçüde, yine alla breve işaretli, oldukça çabuk (AIIegro assai) tempoda ve ana tonalite Re minörde başlar. Yine piyanonun sola sunduğu canlı temayı, orkestranın tuttisi alıp geliştirir. Biraz buruk ama tutkulu tema, ileride Beethoven'a da esin kaynağı olacak bu anlatım, daha da vahşi şekilde piyano sonatlarında kullanılacaktır. Piyano tarafından atılırcasına bir buçuk oktavlık bir gam gibi yükselerek başlayan ve "Mannheim roketi" diye de anılan stildeki bu tema, kontrpuan ustalığıyla orkestra tarafından işlendikten sonra iki yan tema daha oluşur: Kovalanırcasına, baskı altındaki Fa minör temayla sakin ve sevimli oluşuyla çevreye yabancı kalan Fa Majör tema... Ama ana tema her zaman karışmakta, piyano kadansına başlayacağı zaman bile aniden ortaya çıkmaktadır. Piyanonun uzun ve ana tema üzerine kadansından sonra tahta üflemeler yine ana temayla belirir ve tüm orkestra canlı bir coda'yla Majör tonda eseri sona ulaştırır.[1]
 
[1] Aktüze, İrkin: Müziği Okumak, 4. Cilt. Pan Yayıncılık. İstanbul. 2003.

magnifiercross